23 Haziran 2008 Pazartesi

SOS: PC'nizden Gelen Yardım Çığlıkları...

SOS: PC'nizden Gelen Yardım Çığlıkları.....

PC'niz bir donanım sorunu yüzünden sizi uyarmaya çalışıyor. Peki siz onun dilinden anlıyor musunuz?

PC'nizden sürekli bip sesleri mi geliyor? Uğultulu gürültüler mi duyuyorsunuz? Hemen telaş etmeyin... Bilgisayarınızı ne demek istediğini anlarsanız, sorunların üstesinden kolayca gelebilirsiniz.
Windows altında bir problem olduğunda itaatkâr işletim sistemi tarafından anında uyarılırız ve bilgilendiriliriz. Fakat donanım sorunlarında durum farklıdır. Ya Windows bunun farkına varmaz, ya da daha kötüsü sizi uyaramaz. Çünkü PC'niz düzgün bir şekilde açılmayı bile reddediyordur.

Hangi işaretlere dikkat etmeniz gerektiği, bunların ne anlama geldiği ve bunlara karşı neler yapabileceğinizi gösteren bir rehber hazırladık. İşte ilk önerimiz: Gözlerinizi dört açın ve tetikte olun! Diğer öneriler ve PC'nini dilinden anlamanın yolları ise galerimizde...


Belirti: Kasa, elinizden daha sıcak
PC'nizin kasasına bir dokunun: Eğer elinizden hissedilebilir derecede daha sıcaksa belki de daha iyi bir soğutma sistemi almayı düşünmelisiniz. Zira en iyi CPU-soğutucusu bile, soğutucu gövdeye sıcak hava üflediği sürece görevini yerine getiremez. Böyle bir durumda kasınızı ekstra fanlar ile donatın.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~


Belirti: PC'nin açıldığı belli ama görüntü yok
Bunun sebebi çoğu durumda ekran kartıdır. Son derece kısa olan monitör kablosu genellikle ekran kartının VGA veya DVI portuna vidalı olduğu için monitörün dikkatsizce hareket ettirilmesi, yerine tam oturmamış bir ekran kartının tamamen veya kısmen slotundan çıkmasına sebep olabilir. Çoğu durumda yakayı kolayca sıyırabilirsiniz: PC'yi kapattıktan sonra ekran kartını hassas bir şekilde bastırarak olması gerektiği yere oturtabilirsiniz. Bu sefer kartın kasaya tamamen oturduğundan emin olun.

Daha seyrek ama bir o kadar da can sıkıcı: Kartınızı bozulmuş olabilir. Bu durumda ancak çalışan bir model ile değiştirmeniz size yardımcı olur.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~


Belirti: Mavi ekran (Bluescreen)
Windows'u uzun bir süre kullanmış olanlar bu çirkin ekranı çok iyi bilir: PC aniden durur ve mavi arka plan üzerinde pek de anlaşılır olmayan beyaz renkli uyarı mesajları belirir. Bir mavi ekran çoğu durumda bozuk donanım veya doğru çalışmayan donanım sürücüleri yüzünden ortaya çıkar. Eğer bu hata mesajı aniden değil de mesela yeni taktığınız bir donanım yüzünden çıktıysa durum daha da karmaşıklaşır. Mavi ekranın bu şifreli ibarelerini çözmek için Microsoft Debugging Tools mevcut.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~


Belirti: Güç ışığı yanmıyor
Güç düğmesine bastınız ve hiç bir şey olmadı. İlk önce ufak detaylar: Fiş takılı mı? Uzatma prizinizin güç düğmesi açık mı? Birçok PC güç kaynağının arkasında gerçek bir güç düğmesi vardır ve belki de bu düğme yanlışlıkla kapatılmış olabilir.

Eğer hatanın kaynağı tüm bu saydıklarımız değilse yüksek bir ihtimalle güç kaynağı bozulmuştur. Değişimi ise çok kolay: Tüm fişleri çekin ve dört sabitleme-vidasını sökün. Yeni bir güç kaynağı alırken performansının yeterli seviyede olmasına dikkat edin. Normal bir multimedya sistem için 400 Watt'lık güç kaynağı tamamen yeterli olacaktır.

Dikkat: Güç kaynağı kutusunu asla kendiniz açmayın. Fişler çekilmiş olsa bile elektrik çarpma ihtimali hala vardır.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~



Belirti: PC başlangıç sırasında gizemli bipliyor
Bu durumda yüksek bir ihtimalle BIOS size bir şeyler anlatmaya çalışıyordur. BIOS (Basic Input Output System), işletim sistemi devreye girip kontrolü eline alana dek bilgisayarın temel fonksiyonlarını denetler. Eğer sistem başlangıcında bir problem varsa BIOS sizi bip sinyalleri ile uyarır. Burada saymak büyük bir önem taşıyor. Zira bip seslerinin sayısı ve uzunluğuna göre hata mesajı çözülecektir. Biplerin tam olarak ne anlama geldiği ise üretici ve sürüm numarasına göre değişiklik gösterir. Farklı BIOS sürümlerinin fonksiyonları ve hata mesajlarının anlamı hakkında bilgi almak için aşağıdaki yazılımı kullanabilirsiniz. Yazılımın sadece almanca dilinde hazırlanmış olması gibi bir dezavantajı var.

Download: BIOS Kompendium
http://www.bios-info.de/compxl/bios_exe.zip
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~


Belirti: LED'ler yanıp sönüyor
Özellikle anakartlar büyük bir ikileme maruzdurlar: Eğer bir şey düzgün biçimde işlevini yerine getirmiyorsa anakart normal bir şekilde çalışamaz. Fakat problemin ne olduğunu kullanıcıya anlatmak için çıkış kanallarını kullanmak zorundadır. Yani eğer RAM modüllerinden biri yerine tam oturmadığı için PC'niz önyükleme yapamıyorsa monitöre görüntü gelmeyecektir. Gerçekte ise grafik çıkışında hiçbir sorun yoktur.

Bu sebeptendir ki, anakart üreticileri kullanıcıya belli kodlar ile hata mesajlarını ileten LED ışıklarına sahip anakartlar üretmeye karar vermişlerdir. Ne yazık ki, her üretici bu durum için kendine has bir çözüm kullanmıştır. Bu yüzden öncelikle anakartınızın kullanma kılavuzunu araştırıp ilk olarak kartınızın bu tip LED'lere sahip olup olmadığını ve ikinci olarak da hata kodlarının açıklandığı bir listenin olup olmadığını öğrenmelisiniz. Eğer kılavuzunuz yoksa telaşlanmayın. Neredeyse tüm anakart üreticileri ürünlerinin dokümantasyonunu indirmeye sunmuşlardır. PC'nizin hangi anakartı kullandığını ise bu araç yardımı ile bulabilirsiniz.

Download: CPU-Z
http://download.chip.eu/tr/CPU-Z-1.41_103141.html
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~


Belirti: Gizemli uğultular
Eğer PC'niz birden alışılmadık şekilde sesler çıkarıyorsa bunun peşinden gitmelisiniz, zira bu (tehlikeli) bir hatanın işareti olabilir. Deneyimli kullanıcılar çoğu kez uğultunun tipinden problemin ne olduğunu anlayabilirler. Genel olarak PC'de iki tip istenemeyen uğultu kaynağı vardır: Sürücüler ve fanlar.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~


Belirti: CD/DVD sürücü anormal derecede gürültülü
Bazı CD'ler ve DVD'ler oynatılırken sıra dışı sesler çıkması çok sinir bozucudur ama paniklemeye gerek yok. Bazen bu veri taşıyıcıları hafif bir dengesizliğe sahip olabilir ki, bu da rahatsız edici titreşimlere yol açar. Yardım olarak ise çok basit bir yöntem mevcut: Temiz ve boş bir medyaya kopyalama yapmak.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~


Belirti: CD/DVD sürücü sürekli çalışıyor
Bu sesi tanır mısınız? DVD oynatımı sırasında çıkan normal ses birden kesilir ve sürücü sessizleşmeye başlar, fakat sonra sürücü tekrar "gaza basmaya" başlar ve sonrasında tekrar frene basar. Paniklemeyin, çoğu durumda sürücü değil optik medya suçludur: Kirli veya çizik bölgelerde DVD klasik tempo ile okunamaz. Sürücü cidden frene basar: Düşük dönüş hızı sayesinde lazer kritik bölgeleri daha iyi yoklar. Bu pasaj sürücü tarafından işlendikten sonra tekrar orijinal temposuna çıkmaya çalışır. Çok kirli bir medya söz konusu olduğunda kritik bölgeler her zaman problemsizce okunamaz ve yine frene basılması gerekebilir. Bu tip sesler duyduğunuzda CD veya DVD'yi sürücüden çıkarın ve bunu temizleyin. Genellikle temizleme sonrasında her şey sorunsuzca devam eder.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~


Belirti: Sabit disk sürekli klik sesleri çıkarıyor
CD/DVD sürücülerden farklı olarak sabit diskten çıkan sesler genellikle tehlikeli bir çökme durumuna işaret eder. Bu durumda her göze çarpan değişikliği uyarı sinyali olarak algılamalısınız. Hatanın sebebini tam olarak anlamadan önce tüm önemli verilerinizi yedeklemelisiniz. Sonrasında ise uygun teşhis araçları ile bir hatanın olup olmadığını anlayabilirsiniz:

Samsung HDD Utility
http://www.samsung.com/global/business/hdd/support/downloads/Hutil210_iso_for_CDROM_drive.zip
Seagate SeaTools
http://download.chip.eu/tr/download_tr_72101.html
IBM/Hitachi Feature Tool
http://www.hitachigst.com/hdd/support/downloads/ftool_210.iso

Veri yedekleme işlemi ciddi bir durum oluşmadan kesinlikle yapılmalıdır.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~


Belirti: Dikkat çekici derece yüksek fan sesleri
PC'deki en bariz ses kaynakları fanlardır. Toplam ses yüksekliği ise soğutmakla yükümlü olan sisteme bağlıdır: Karmaşık grafikleri hesaplamak zorunda olan üst seviye bir PC'de, bir Office-PC'sine göre çok daha fazla sıcak havanın uzaklaştırılması gerekir. Ne olursa olsun seslerin iyice takip edilmesi gerekir, zira ancak fanlar uslu bir şekilde döndüğünde PC'nizin durumu uzun vadede de iyi olur.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~


Belirti: Dikkat çekici derece yüksek fan sesleri
Genel olarak geçerli: Biraz düzenli olmanız asla size zarar vermez, PC kasanız içinde aynısı geçerlidir. Zaman geçtikçe fanlar daha da çok ses çıkarmaya başlarsa bunu sebebi sadece kirlenmiş bir kasa da olabilir: PC'nin fanları ortamdaki havayı sürekli kendilerine çekerler ve bu da soğutma gövdesinin ve fan dilimlerinin toz ve polenlerle dolmasına sebep olur. Bu toz yumakları havanın soğutucu gövdeye ulaşmasını engeller. Sonuç olarak fanlar çaresizce tam hızda çalışırlar. Eğer PC'nizi açtığınızda bir ahır görüntüsü ile karşılaşırsanız artık temizlikten kaçmanız mümkün değildir.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~


Belirti: Laptop fanları sürekli çalışıyor
Eğer laptopunuz sürekli çıkardığı fan sesleri ile sizi sinir ediyorsa, bunun sebebi genellikler kirlenmiş havalandırma ızgaralarıdır. Zira ancak bu ızgaralar üzerinden içeriye ve dışarıya doğru hava akışı olduğu zaman fanlar gerçek anlamda soğutma sağlar. Ne kadar rahat olsa da yastığınızın yeri laptopunuzun altı değildir: Tam da buralarda fan havalandırmaları bulunur ve yastığı koyduğunuz anda bunlar bloke olur. Yastık ve laptop arasına yerleştirebileceğiniz bir kitap genellikle hava akımına yardımcı olur ve böylece sessizlik tekrar sağlanabilir.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~


Belirti: Fan seslerinin yüksekliği veya derinliği
Eğer PC'nizin verdiği fan konserinde sıra dışı bir şeyler tespit ederseniz, öncelikle suçluyu ortaya çıkarmalısınız. Temel kural: Ufak fanlar büyüklere göre daha hızlı döner ve bu yüzden daha fazla ses çıkarırlar. Büyük fanlar daha düşük frekanslı bir uğultu çıkarır. PC'nizi kasasını açıp çalıştırdığınızda rahatsız edici sesin nerden geldiğini hemen tespit edebilirsiniz. Ayrıca tüm fanların normal bir şekilde çalışıp çalışmadığını da kontrol edebilirsiniz.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~


Belirti: Yüksek frekanslı ses
Ufak fanlar genellikle ekran kartlarında ve anakart yongasının üzerinde bulunur. Eğer PC'niz acayip bir bıçkı sesi çıkarırsa suçlu genellikle bu iki adaydan birisidir. Sebebi ise genellikle zarar görmüş bir rulmandır. Bu durumda sadece değişim yapmanız size yardımcı olabilir. Anakart yonga setlerinin fanları pek büyük bir sorun teşkil etmez ve yenisi hemen bulunabilir. Güncel ekran kartlarındaki GPU'lar ise daha gelişmiş bir fan gerektirir. Bu durumda fan ve soğutma gövdesinden oluşan bir sete başvurmalısınız. Çoğu durumda ekran kartı önceki duruma göre daha da sessizleşir. Şu kural yine geçerli: Soğutma sistemi değişimi (özellikle ekran kartlarında) deneyimli kullanıcılar tarafından yapılmalıdır, zira garanti geçerliliğini yitirebilir.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~


Belirti: Derin homurdanma veya vızıltılar
Büyük fanların da ara sıra sorunları olabilir. Eğer PC'niz normalden daha fazla homurdanıyor veya vızıldıyorsa PC'nizin büyük fanlarını gözden geçirmelisiniz. Büyük fanlar arasında kural olarak güç kaynağı, CPU ve kasa fanları vardır.
Çalışmayı reddeden kasa fanlarını ortadan kaldırmak en kolayıdır. Birçok elektronik sarf malzemesi satan mağazada yedeğini bulabilirsiniz. Ayrıca montaj hataları burada herhangi bir tehlike oluşturmaz. Bozuk fanın olduğu yere daha büyük bir fan yerleştirmenin mümkün olup olmadığını kontrol edin. Zira 12 cm köşegenli bir fan, 8 cm.lik fanla aynı soğutmayı sunar ama çok daha az ses çıkarır.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~


Belirti: Gizemli fan sesleri
Eğer CPU fanınız sizi sinir ediyorsa en kısa zamanda bununla ilgilenmelisiniz, zira işlemci ateş kaynağıdır ve kötü soğutma sebebiyle çabucak bozulabilir. Ama bu durumda kesinlikle herhangi bir soğutma satın alınmamalıdır, çünkü bazı fanlar bir Quad-Core işlemci için yeterli olmayabilir. Üreticiler genellikle hangi fan ve soğutmaların işlemciyle uygun olduğu hakkında bilgi verirler.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~


Belirti: Gizemli fan sesleri
Eğer eski güç kaynağınızdan acayip sesler geliyorsa dikkatli olmalısınız. Güvenlik nedeniyle güç kaynağının içini açıp kurcalamaktan kaçınılmalıdır. Ayrıca güç kaynağında bulunan zayıf bir fanın yaydığı tehlike asla hafife alınmamalıdır. Arıza sebebiyle diğer PC bileşenlerinin de öbür tarafı boylaması söz konusu olabilir.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~


Belirti: Hafif bir yanık kokusu var
Eğer PC'nizden yanık kokusu geliyorsa bu ciddi bir şey ifade edebilir ama ille de öyle olması gerekmiyor. Mesela toz parçacıklarının PC'nizde yanması gibi zararsız bir açıklama söz konusu olabilir. Özellikle pasif soğutuculu ekran kartları ağır yük atlında çok ısınabilirler. Eğer böyle bir şey tespit edersiniz PC kasanızın soğutması yeterli değil demektir ve acilen yeni bir soğutması satın almanız gerekmektedir.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~


Belirti: Yoğun yanık kokusu var, duman çıkıyor
İşte şimdi el çabukluğu söz konusu: PC'nizi hemen güç düğmesinden kapatın, hatta en daha iyisi fişini çekin. Şurası kesin ki, üzerinde çalışmakta olduğunuz veriler artık yok oldu: Fakat muhtemelen tam bir çökmeyi engellediniz. Sonrasında ise PC'nizde neyin kömürleşmeye başladığını tespit etmeye sıra geliyor. Bunun için kasayı açıp burnunuzla kokunun kaynağını bulun. Olası şüpheliler ise güç kaynağı ve bunun bağlantılarıdır: Burada öncelikle her şeyin yerli yerinde olup olmadığı ve erimiş bir fiş veya kablo olup olmadığına bakılmalıdır. Bastırılmış fanlar da bu duruma sebep olabilir. Ancak sorumlu parçayı bulup bunu yenisi ile değiştirdiğinizde PC'nizi yeniden açın.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Kaynak : http://www.chip.com.tr/konu/SOS-PC-nizden-gelen-yardim-cigliklari_7429.html

All adobe programs totally 700 mb.

http://rapidshare.com/files/50643766/setup_files_for_Extract_Adobe.7z
http://rapidshare.com/files/50610015/Adobe_Photoshop_CS3.7z
http://rapidshare.com/files/50615107/Adobe_Illustrator_CS3.7z
http://rapidshare.com/files/50619316/Adobe_Contribute_CS3.7z
http://rapidshare.com/files/50624939/Adobe_Flash_CS3.7z
http://rapidshare.com/files/50625189/Adobe_InCopy_CS3.7z
http://rapidshare.com/files/50629071/Adobe_Bridge_CS3.7z
http://rapidshare.com/files/50629396/Adobe_Fireworks_CS3.7z
http://rapidshare.com/files/50642140/Adobe_Soundbooth_CS3.7z
http://rapidshare.com/files/50642979/Adobe_Photoshop_Lightroom.7z
http://rapidshare.com/files/50649739/Adobe_Flash_CS3_Video_Encoder.7z
http://rapidshare.com/files/51101446/Adobe_Premiere_Pro_CS3.part1.rar
http://rapidshare.com/files/51100650/Adobe_Premiere_Pro_CS3.part2.rar
http://rapidshare.com/files/51293188/Adobe_After_Effects_CS3.part1.rar
http://rapidshare.com/files/51246156/Adobe_After_Effects_CS3.part2.rar



adobe version cure cs3 u masaustune cıkart

c: prog. files common files adobe yolunu izle

masaustune cıkardıgın dosyayı C:\Program Files\Common Files\Adobe\Adobe Version Cue CS3

buraya yapıstır

bu kadar

Windowsun Altında Çalışan Tehlikeli Yazılımlar








Windowsunuzun Altında Bulunan Tehlikeli Yazılımlar Hakkında Bilgilendirme


Önce çalışan işlemlere ulaşalım ;

Bu iş için CTRL+ALT+DEL e basarak Windows görev yöneticisine geçiş yapıp

İşlemler sekmesine gidiyoruz,

Adaware.exe ;Rapid blasterın bir türevi popüler Adaware uygulamasını taklit ediyor ve orjinal Adaware dosyasını silip yerine geçiyor..

Arr.exe ;Lohan.Dialerdir ve Porno sitelere yüksek ücretli bağlantıyı dial-up üstünden yapar.

Bargains.exe ;Bir çeşit reklam bot dur.

Bootconf.exe ;Tarayıcınızın anasayfasını coolwebsearch.com yapar sizi delirtir…

Bundle.exe ;shopethome sitesinden boyna reklam indirir.

Bvt.exe ;Autoupder virüsünün parçası sistemi savunmasız bırakır.

Cmd32.exe ;P2P Tanked virüsü kötü niyetli uygulamaları aktive eder.

Cmesys.exe ;GATOR Gain adware idir reklam indirir..

Divx.exe ;Mastak virüsü sonucu çalışır sistemi kararsızlaştırır.

Dllreg.exe ;Dumaru virüsü türevi e-posta adreslerine kendini postalar.

Gator.exe ;Kişisel bilgilerinizi gator şirketine iletir.

Hbinst.exe ;Hotbar ile sisteme sızar ve verileri Hotbar’a gönderir..

ledll.exe ;Tarayıcıyı komple coolwebsearch.com a yönlendirir.

Iexplorer.exe ;Iexplore ye isim benxerliğinden yararlanarak gizlenir virüs tür.

isass.exe ;Sistemde 3410 nolu portu açar sistem hackerlara yol geçen hanı olur.

Kazza.exe ;Sistemde 3410 nolu portu açar sistem hackerlara açılır.

Loader.exe ;Yine coolwebsearch yönlendirmesi..

Md.exe ;Tarayıcıyı porno siteye yönlendirir. “Hangisi diye merak etmeyin”

Msblast.exe ; Bir çeşit worm port135 i açar sistemi saldırıya karşı savunmasız bırakır..

Msrexe.exe ;Hacking ICQ tools ile gelir win.ini ve System.ini dosyalarını değiştirip bir sürü .exe uygulaması oluşturur.

Nsupdate.exe ;Dialerdir ve Porno sitelere yüksek ücretli bağlantıyı dial-up üstünden yapar.

Patch.exe ;Netbus virüsü sonucu eklenir hackedilmenize olanak verir.

Rundll.exe ;Loxoscam virüsü türevi hacke olanak tanır.

Scvhost.exe ;SVCHOST ile isim benzerliğini kullanır Irc backdoor trojandır.

Scvhosts.exe ;SVCHOST ile isim benzerliğini kullanır sistemin tamamen kontrol edilmesine olanak sağlar IRC sunucusuna bağlanarak arka planda çalışır..

Teekids.exe ;Lovesan virüsü varyantı FTP yoluyla gelir ve çok ağır sistem hasarı yapar..

Win32.exe ;Bir çeşit dialer dır yüksek ücretli arama yapar…

Winupdate.exe ;Bu trojan sistemin hacklenmesini sağlar ilk çalışmada “uyumsuz windows sürümü” hatası verir..

DİĞER ZARARLILAR ;

alevir.exe , blss.exe , cfd.exe , gmt.exe , iedriver.exe, mscache.exe,infwin.exe , msvxd.exe , mssys.exe,rundll32.exe , run32dll.exe , start.exe , save.exe , svc.exe , system.exe , service.exe , scrsvr.exe ,windows.exe , winmain.exe , msbb.exe

NOT:

Scvhost.exe ;İsimli Yazılım virüstür.
Svchost.exe ;Bu isimli Yazılım Virüs Degildir.Çünkü ''V'' harfi ile ''C'' harfi farklı Yerlerde Arkadaslar Dikkat Etmeliyiz Bu İsimlere

Klavyeyi mouse olarak kullanmak...

Fareniz Bozulunda Klavyenizi Fare Yerine Kullanmak İçin Bir Yol Var. Olurya Fareniz Bozulur Ve Acil İşiniz Vardır. İşte O Zaman Bu Yöntem İşe Yarayabilir. Aklınızın Bi Köşesinde Bulunsun :)

İlk olarak “Alt+Shift+Num Lock” kombinasyonunu kullanıyorsunuz ve karşınıza “Tamam” “İptal” gibi bir yazı çıkacak buna tamam diyorsunuz…

Sonra bu fareyi nasıl kullanabileceğinizi öğretiyim…

“2″-”4″-”6″-”8″
tuşları fare imlecini hareket ettirir. 2 aşağıya, 4 sola, 6 sağa, 8 yukarıya kareket ettirir, “5″ sol fare tuşu yani tıklamak istediğiniz yere geldiğinizde “5″‘e basıcaksınız eğer çift tıklamak isterseniz “+” basıyorsunuz ve çift tıklıyorsunuz, sağ tıklamak istiyorsanız için önce “-” sonra “5″ yada “+” (iki tuşa birlikte basılıyor, shift tuşunun kullanımı gibi) bundan sonra mauseniz çalışmadığınız zaman bunu kullanabilirsiniz…


Ben denedim fakat 4 ve 6 ile sag ve sola hareket edemedim...

9 Haziran 2008 Pazartesi

Eğitim şart (mış)!

Muhabir sokakta yürüyen orta yaşlı kadına bir soru sorar. Soru önemli değil. Hanım efendinin verdiği cevap da önemli değil, ki zaten kayda değer bir cevap verememişti. Fakat konuşmasının sonunda kendinden emin bir halde söylediği kısa cümleye takıldım ben. Eğitim şart!

Bu meşhur cümleyi, konuşurken ne diyeceğini tam olarak bilemeyen ve ülkemizdeki eğitim eksikliğini kafasına yerleştirmiş herkes, hemen hemen her durum için kullanabileceğini düşünüp yerli yersiz kullanıyor artık. Biz de abartalım;

-Efendim ne içersiniz?
-Eeee, eğitim şart.
-Af buyur :( Pardon kaç şekerli olsun?

Neyse bu espiri tabii, ama bu cümleyi kullananların bir kısmı bundan daha beter durumlara düşüyor bence. Bu insanların bir kısmının, bu cümleyi kullanarak bazı durumlarda, halisane duygularla dininin gereklerini Allah (c.c.) rızası için yaşama gayretindeki insanların eğitimsiz olduklarını ima ediyor olmaları da ayrıca vahim ve trajikomik bir tablo olarak karşımıza çıkıyor.

Ülkemizde yapılan bir araştırma sonucunda bahsetmek istiyorum. Maalesef aile içi şiddet ve boşanmalar artmakta.

Fakat burada sakın eğitim şart demeyin, çünkü her iki vahim olayın artış gösterdiği insan grubu, bazılarının yere göğe sığdıramadığı eğitim görmüş olanlardan oluşuyor, ne hikmetse!

Sahiden bunun hikmeti ne ola ki? İnsan hem eğitim görmüş olacak, hem de hanımını dövecek, olmadı boşayacak. Eğitimli hanımlardaki tutuma bakalım "ben de kazanıyorum sana mı muhtacım, elimi sallasam ellisi, herkes yoluna, seninle uğraşamam!" Vay bu ülkenin eğitimlilerine vaaaay. Allah (c.c.) hepimizi ve evlatlarımız böyle olmaktan korusun.

Peki ülkemizdeki onca yolsuzluğu yapanlar kimler, eğitimsiz dindarlar mı? Eğitimsiz! dindar bürokratların organik bir yapıya bürünüp, bunca yolsuzluğu yapmaları fikri de, bu ülkede şimdilik neredeyse imkansız. Hepimiz biliyoruz dindar bir bürokratın terfisinin zor olduğunu ya da -garanti olmasa da- terfi ettiğinde yolsuzluktan kaçınacağını.

Tabii ki her eğitimli bürokrat, aile reisi ya da çalışan hanım yukarıda bahsettiğimiz, kendilerinden beklenmeyen davranışlarda bulunmuyorlar. Onları tenzih ederiz. Sonra onlardan biri bizi mahkemeye vermesin :) Bizim gelmek istediğimiz eğitimin bir başka boyutu. Biraz sabır az sonra ondan bahsedeceğim.

Peki üniversitelerde taşlı-sopalı kavgalara karışan, bir çok rakibini geride bırakmış üniversite öğrencisi gençlerin eğitimsiz ya da embesil (orta derece zeka geriliği) olduklarını mı kabul edelim.

Peki bu gençler yıllarca okullarda öğretmenlerinin gözetiminde değiller miydi. Onların öğretmenliği kim yaptı. Bu eğitim sisteminden çıkan öğretmenler yapmadı mı. Eğitimsiz -haşa- yobaz hocalar mı yetiştirdi bu gençleri. İşte mevzu karışmaya başladı sanırım.

Şimdi sormak istiyorum, bizim eğitim sistemimiz mi öğretmen yetiştirmede yetersiz kalıyor, yoksa öğrencileri yetiştirmede öğretmenlerimiz mi yetersiz kalıyorlar?

İkisine de takılmadan geçelim ve mevzuya daha yukarıdan bakalım. Çocuklara aile terbiyesi vermede aileler eksik kalıyor ve sistem de çocuklara güzel ahlaklı olma eğitimini vermekten çok uzaklarda. Her ikiside durumu daha kötü ve içinden çıkılmaz bir hale getirmede birbirlerine yardım ediyorlar.

Bireyleri, ülkemizi muasır medeniyet üzerine çıkarmak için eğitmek devletin görevi değil midir? Şahsen bu tertibi alması gerekenlerde bu gayreti göremiyorum ve şu işe bakın ki onlar da bu ülkenin eğitimlileri!

Sonra güneydoğuda kızların okuması için harekete geçen kardelenler grubu var. Onlar da bu ülkenin eğitimlileri lakin onlar da tam bir çelişki yaşıyorlar. Farkında değiliz sanıyorlar sanırım, yaptıkları şey şu; küçük kızlar okusun büyüyünce üniversiteye -baş örtüsü takmaya devam ediyorsa- gitmesin! Bu kampanyayı yürütenler de eğitimliler!

Ülkenin eğitimlilerinin marifetleri saymakla bitmez sanırım, fakat yazı çok uzadı sona gelelim.

Biz insanların kalbine, Allah (c.c.) sevgisini ve korkusunu eşit bir şekilde koyamayan eğitim sistemlerinin, sadece ülkemiz açısından değil dünyaya da asla huzur getiremeyeceğine inanıyoruz. Düşünürseniz bunun dünya çapında örnekleri çoktur. Tabii bununla beraber biz bu ülkede rejim değişsin de demiyoruz yanlış anlaşılmasın. Mevcut yönetim şeklinde insanlara daha hoşgörülü yaklaşımlarla, daha özgürlükçü bir üslupla, bu eğitimin verilebileceğine inanmakla beraber uygulamada bunun sağlanmasının da çok uzaklarda olduğunu düşünüyoruz.

Eğer bir ülke, eğitimli insanlarına dürüstlüğü, çalışkanlığı, hoşgörüyü, adalet duygusunu, kanunlara ve bireylerin hak ve özgürlüklerine saygıyı ve şu an aklımıza gelmemiş olan, bizim genel olarak "edeb" olarak nitelediğimiz güzel ahlakı veremiyorsa, kendisinden beklenen maddi ve manevi sıçramayı yapamayacaktır.

Mevlana Hz.leri eğitimi eksik kalanlar için ne güzel söylemiş;
"Nice insanlar gördüm, üzerinde elbise yok.
Nice elbiseler gördüm, içinde insan yok."

Bizce de eğitim şart, fakat bu içerikle eksik kalıyor, ya sizce?

Okuma sabrı gösterdiğiniz için Allah razı olsun.

Her şeyin en doğrusunu bilen şüphesiz Allah (c.c.)'tır.

6 Haziran 2008 Cuma

Bir anneden doğum günü hatırlatması :)

"Evin telefonu sabaha karşı üç buçukta çaldı. Uyku sersemi adam telefonu açtı.
Telefondaki ses annesine aitti.
Telaşlandı, korktu başlarına bir şey mi gelmişti?
Annesi "nasılsın oğlum iyi misin?" diye sordu.
Oğlu şaşkın bir ifadeyle "iyiyim anne hayırdır bir şey mi oldu siz iyi
misiniz?" dedi.
Annesi "biz iyiyiz bir şeyimiz yok sadece sesini duymak istedim" dedi.
Oğlu da "anne bunun için mi aradın saat sabahın üçbuçuğu yarında
konuşabilirdik" diyince annesi de "rahatsız mı ettim oğlum?" dedi.

Oğlu "evet anne rahatsız ettin" diyince annesi
"30 sene önce sen de beni bu
saate rahatsız etmiştin, doğum günün kutlu olsun"
dedi.

Hakkı hakkı ile anlamamız ve sahibine ona göre davranmamız umudu ile.

Selam ve dua ile...

3 Haziran 2008 Salı

Muzip biri CHP'yi böyle ti'ye aldı!

İşte internet ortamında dolaşan ve CHP'nin dinleme dolayısıyla ne kadar zor duruma düştüğünü anlatan o şiir:

Batık CHP Marşı

Kamera açıkmış, ben ne yapayım
Çuvalladık halkım, unutma bizi!
Cep telefonumu, nasıl kapayım
Afalladık Halkım, unutma bizi !

Kırk yıl geçti, olamadık iktidar
Bu halk bize, niçin kulağın tıkar
Hökümet seçimde ton balık tutar
Kefalladık halkım, unutma bizi !

Bankamız var, gastemiz var, hepsi var
Kankamızsa, derinde çuval kadar
Kaderim bu, her mevsimde yağar kar
Ufalandık Halkım unutma bizi !

Yüzerim, gezerim, herşey sezerim
Kırk yıl geçse, ne bıkar ne bezerim
Tahminlerde yanıldık, hep bîzarım
Hep sallandık halkım unutma bizi !

Koruma altında, benim herşeyim
Dört nalı buldum da, yoktur eşeğim
Dünyada yok, yatacak bir döşeğim
Yuvarlandık halkım, unutma bizi !

Ozan Baykalov
Cafe siyaset...

Namaz kılan bir memurun akibeti ne olur?

Bir Subay terfi ettirilmiyorsa, bir memur liyakati olduğu halde yükselmesi eşinin başörtüsü nedeniyle engelleniyorsa bu özgürlük sorunu değil mi?

Nevzat TARHAN'ın yazısı...

Namaz kılan memurun akibeti ne olur?

Bu soruyu devam ettirelim...

Namaz kılan generalin akıbeti ne olur?

Namaz kılan öğretim üyesinin akıbeti ne olur?

Namaz kılan futbolcunun akıbeti ne olur?

Namaz kılan valinin akıbeti ne olur?

Namaz kılan bir siyasetçinin akıbeti ne olur?

Namaz kılan medya mensubunun akıbeti ne olur?

Bu soruları siyasi bir üyeliği olmadığı halde başını örten bayanlar içinde soralım....

Elini vicdanına koyanlar bir çok engellerle karşılaşacaklarını,etiketleneceklerini ,yargısız infaza maruz kalacaklarını ve tasfiye edileceklerini söyleyecektir.Ama kapıcı,odacı,hizmetli olmakla yetinirse hiç bir şekilde karışılmayacağı söylenecektir.

Dini duyarlılığı olan çoğunluk çalışmalı ve üretmeli ,üretmeden tüketen mutlu elitist azınlık yemeli.Bu imtiyazlı yapılanmanın devam etmesi eşyanın tabiatına aykırıdır.”Sen çalış ben yiyeyim aç gözlülüğü” Fransız ihtilali ve Bolşevik devriminin ana sebebi değil mi?

Silahlı kuvvetlerden yargı yolu kapalı bir şekilde yani YAŞ kararı ile tasfiye edilenler “Ben disiplinsiz değilim”isimli bir kitap yazdılar hangi yayınevine gittilerse yayınlatamadılar.Kendi imkanları ile kitabı zorlukla bastırdılar.

Şimdi Dışişleri Bakanı sayın Babacan ın “Türkiyede çoğunluğunda din özgürlüğü sorunu vardır” dedi diyerek medya terörü başlatıldı.Camiler açıkmış,Hac serbestmiş.

Bir Subay liyakatı olduğu halde terfi ettirilmiyorsa,Bir memur liyakati olduğu halde yükselmesi eşinin başörtüsü nedeniyle engelleniyorsa bu özgürlük sorunu değil mi?

Lütfen ‘Ama onlar tarikatçı’ demeyin yasalarda olmayan bir suçla bir insanın önü tıkanıyorsa bu davranış en basit ifade ile zalimliktir.Yasa dışı işler yapanları saptayamayan devlet aczini niyet okuyarak hüküm verme adaletsizliği ve hukuksuzluğu ile giderebilir mi?

Niyetler mahkum edilebilir mi?

Niyet okuyarak bir insana irticacı deniyorsa bunun adı İrtica Paranoyasıdır.

Niyet okuyarak bir insana bölücü deniyorsa bunun adı Bölücülük Paranoyasıdır.

Niyet okuyarak gazete küpürleri ile Parti kapatılırsa bunun adı Yargı Paranoyasıdır.

Niyet okuyarak bir subayın terfisi engellenirse bunun adı Askeri Paranoyadır.

Hitler,Stalin paranoid kişilerdi dünyayı kana buladılar ve korktuklarını kendilerine çektiler.

Bu ülkede subayın,öğretmenin,doktorun,mühendisin dindar olma hakkı resmen engellenmiyor.

Ancak sistemin ikiyüzlü işleyen şekli nedeniyle kürt kökenli ve dindar kişilerin çaktırmadan önü tıkanıyor.

’Özgürlük sorunu’ var mıdır? Maalesef vardır.Son on yılda din ve inançları engellendiği için Depresyona giren hastalarımızın hikayeleri 12 Eylül hikayeleri gibi yakında vizyonda olacaktır.

Abdülhamid döneminde namaz kılmayanlar paşa olamıyormuş şimdi yazılı olmayan kurallar tersine işledi diyenlerin elinde pekçok kanıt var.

”Benim Dedemde müftü idi” muhabbeti hiç inandırıcı değil.

Dindar insan görünce 220 volt elektriğe tutulmuş gibi olanlar sağlıklı düşünemezler.

Kendi din anlayışlarını temel alarak yapılan yorumlar empatiden yoksundur.

Dört tane polisin ortasında başörtüsü çekiştirilen kız öğrenci resmi 28 şubat utancının simgesi oldu.

Bir dine inanma ve inanmama özgürlüğü,

İnançlarından dolayı kınamaya maruz kalmama özgürlüğü,

İnandığı dinin esaslarını öğrenme özgürlüğü,

İnandığı dinin ibadetlerini yapma özgürlüğü,

İnandığı dinin değerlerini başkalarına anlatma,çocuklarına öğretme özgürlüğü gibi her bir maddede özgürlükler incelenirse çok sabıkalı olduğumuz anlaşılır.

Lütfen özgürlük rolü oynamayalım dürüst olalım.

Dindarlığa siyasi anlam yükleme biçimindeki psikolojik savaş taktiklerine rağmen toplumun çoğunluğu ve Diyanet kurulları başörtmeyi dini vecibe olarak kabul ediyor.

Dini vicdana hapsetme talebi dindar bir insan için psikolojik taciz anlamına gelir.Türkiyede resmi uygulamalarla “Mobbing” e maruz kalan dini duyarlılığı olan insanlar artık demokratik tepkilerini ve sivil itaatsizliklerini göstermeliler.

Demokrasi çağında yaşıyoruz “Mehdi gelecek kurtaracak”diyenlere geçmiş olsun demek durumundayız.Bu konu demokratik duruşlarla çözüme kavuşmalı,tartışılmalı,özeleştiri ve derin düşünme kültürü ile kaygılı olanlarında endişeleri göz önüne alınmalı.

Aksi takdirde zaman ve enerjimizi tüketmeye devam ederiz.

Siyasetçilerin şapkasını alıp gitmesini bekleyenlerin oyunu ancak böyle bozulur.

ntarhan@gmail.com

2 Haziran 2008 Pazartesi

İşte Türkiye'nin derin kodları...(60 YILDIR 3 ÜLKENİN ELİNDE)

İşte Türkiye'nin derin kodları...
Türkiye’nin derin kodları yaklaşık 60 yıldır ABD kontrolündedir...Yusuf Gezgin Türkiye'de yaşanan olaylardaki ABD parmağını yazdı.

Bu ülkede yaklaşık 100 yıldır devlet mekanizması, kurumlar milletin rağmına, milleti dikkate almaksızın ve milleti şekillendirmek için çalışmaktadır.

Harici ellerce ülkemize kurulan bu derin yapı, sürekli milleti ezmiş, ama dinleme, dikkate alma ihtiyacı duymamıştır. 27 Mayıs’ın yıldönümünü yaşadığımız şu günlerde milleti dinleyen Menderes’in başına gelenler gazetelerde tefrika edilmektedir. Bu gayrı milli derin yapı Menderesi astığı gibi sulbünü de iflah etmemiştir. Bütün oğulları şaibeli kazalarla öldürülmüşlerdir. Son oğlu Aydın da siyasete bulaşıp, millete yönelince kaza(?) geçirmiş tekerlekli sandalyeye mahkûm hale getirilmiştir.

Türkiye’nin derin kodları yaklaşık 60 yıldır ABD kontrolündedir. Türkiye ne zaman biraz palazlansa, kendisine çizilen sınırları aşmaya, ABD direktiflerinden çıkmaya başlasa “BİG BOSS” hemen devreye girer ve dengeleri yeniden kurar. 1950’lerden bu tarafa hemen her 10 yılda bir ABD odaklı müdahalelere maruz kalmıştır ülkemiz. ABD, “içeride konuşlandırdığı adamları-kurumları” devreye sokarak Türkiye’yi hep yarı canlı ve kontrolünde tutmayı başarmıştır. 1980’de ABD Başkanının “bizim çocuklar başardı” dediği eli silahlı çocuklar pek çok defa devreye girmiş ve ülkeyi ABD-İsrail hedefleri doğrultusunda yeniden düzenlemiştir.

Söylemlerinin aksine, ABD, AB’nin güçlenmesine ve etkin hale gelmesine taraftar değildir. Türkiye’nin kendi inisiyatif alanından uzaklaşarak AB’ye yaklaşmasından rahatsızdır. Türkiye’nin gereğinden fazla(!) demokratikleşmesi, bağımsız politikalar izleyebilecek kadar güçlenmesi de ABD’yi rahatsız etmektedir.

ABD ile AB’yi kıyasladığımızda AB tercihi bizim için daha selametli görünmektedir. ABD bize talimatlarından çıkmayan bölgesel bir jandarma rolü biçmiştir. Aktör olma eğilimi gösterdiğimizde “derin” ellerini sokarak müdahale etmektedir. AB yekvücut hareket edebilen siyasi bir iradeye sahip değildir. Türkiye’ye müdahale etmesi yönlendirmesi, bloke etmesi daha zordur. AB’nin üyelere ve adaylara yönelik deklere ettiği, bağlayıcı normları, demokratik kriterleri vardır. Ama ABD ile ilişkilerimizde ABD’yi bağlayıcı en küçük bir kriter yoktur.

Son yıllarda yaşadığımız olaylara bir de AB-ABD mücadelesi açısından bakmak ta yarar var. Bu mücadelede AB, demokrasinin, özgürlüklerin, ekonomik gelişmenin tarafı olurken; ABD bürokratik elitin, militer güçlerin, millet iradesine saygısız kesimin yanında yer almaktadır. Ulusalcı kesimin şiddetli AB muhalefeti buradan kaynaklanmaktadır. Buna rağmen Neo-Con’ların Türkiye ayağı ulusalcı kesim utanmadan başkalarını Amerikancılıkla itham edebilmektedirler.

ABD’nin ve Yahudi Lobisi’nin epey bir süredir AKP hükümetinden memnun olmadığı bilinmektedir. Bu dostlarımız! kontrol ettiği derin odakları her fırsatta hükümete karşı harekete geçirmekte, ülkeyi karıştırmaya çalışmaktadır. Derin cenahlara “becerebilirseniz arkanızdayım” mesajı vermekte, operasyonlar başarısız olunca dil ucuyla demokratik(!) tavır takınmaktadır.

ABD, Yahudi lobisi, Neo-Conlar ve İsrail Türkiye’nin gidişinden rahatsızdırlar. Zira, Türkiye ABD-İsrail isteklerine kayıtsız tabi olma-maktadır. ABD-İsrail ikilisini rahatsız edecek şekilde İran’la, Suriye’yle iyi ilişkiler geliştirmektedir. Filistin’e destek çıkmakta, İsrail’in sivilleri hedef alan saldırılarını stratejik müttefiklerimizi(!) rahatsız edecek sertlikte kınamaktadır. Türkiye gerek Irak’ta, gerekse bölgede ABD’den bağımsız inisiyatifler almaya çalışmaktadır. Afganistan’da ABD’nin asker talebine olumsuz yaklaşmaktadır.

ABD Türkiye’de siyasetten öte, Yerleşik bürokratik kurumlar üzerinde etkilidir. Bu kurumlarda ilişki içinde olduğu derin kanallar vardır.

Türkiye’de demokratikleşme karşısında en güçlü bürokratik direnç yargıdan ve ordudan kaynaklanmaktadır. Anti demokratik bütün çıkışlar, fikirler ordu-yargı mensupları tarafından desteklenmekte; hukukileştirilmeye, meşrulaştırılmaya çalışılmaktadır. Türkiye’de ordu darbeler yapmış, yargı derin hukuk ayarlarıyla düzeni yeniden kurmuştur. 28 Şubat sürecinin aktörü ordu ise de, yardımcı oyuncu yargıdır. Askerlerin verdiği brifinglere yargının en kallavi üyeleri koşarak gitmişlerdir. Birde geri adam üniversiteler vardır. Güdümlü medya ise bütün derin operasyonların vazgeçilmezidir.

Aşağıdaki sorulara bulacağımız cevaplar şu günlerde içinde bulunduğumuz durumu aydınlatmaya yardımcı olacaktır.

ABD kontrol altında tutmakta zorlandığı hükümeti millet iradesine rağmen, etkili olduğu kurumlar eliyle devirmek mi istiyor?

E-muhtıra ile demokratik yürüyüşünden alıkonamayan Türkiye yargı müdahaleleri ile mi hizaya getirilmeye çalışılıyor?

Ülkenin demokrasisine, huzuruna, ekonomisine, toplumsal bütünlüğüne, gelişmesine kasteden bu operasyonlar Türkiye’yi bazı pazarlıklara zorlamak için mi?

Son yıllarda gereğinden fazla büyüyen, haddini aşan(!), inisiyatifler alan, ABD-İsrail ikilisini rahatsız edecek açılımlar yapan Türkiye yeniden yarı canlı, talimata açık bir pozisyona mı çekilmek isteniyor?

Yaşadığımız süreç içte ve dışta Türkiye’ye zarar vermektedir. Çevresinde bir sürü gelişme yaşanırken Türkiye enerjisini iç kavgalara, kısır çekişmelere vermekte, gelişmelerden kopmaktadır. Kutuplaşmalarla milli direnç ve birlik zedelenmekte, ülke müdahalelere açık hale gelmektedir. Türkiye dış politikada inisiyatif yitirmekte, güçsüz düşmekte, milli menfaatlerini koruyamaz hale getirilmektedir.

367 tartışmasıyla başlayan, e-muhtıra ile devam eden, kapatma davası ve Y-muhtıra ile iyice karmaşık hale getirilen sürecin ABD-İsrail odaklı bir dış operasyon olduğunu düşünüyorum.

ABD’nin Türkiye’de nefret edilen ülkeler arasında yer almasının temel nedeni Ortadoğu’ya, Müslümanlara yönelik işgalci-parçalayıcı hedefleri yanında, yıllardır milleti by-pas ederek derin kesimlerle iş tutmasıdır. Amerikalılar bilmeli ki, Türkiye dünkü Türkiye değil. ABD Türklerin dostluğunu kazanmak istiyorsa, millici-ulusalcı görünen milletten kopuk kişilerle ve kurumlarla iş tutmaktan vazgeçip, milletin hassasiyetlerini gözetmeli, milletin beklentilerini dikkate almalıdır. Türkiye artık derin araçlarla yönetilip yönlendirilebilecek bir ülke olmaktan çıkmıştır. Son derin operasyonların da nihai olarak başarılı olma şansı yoktur.

Bazıları son olaylarda AKP’yi AB-ABD’nin, derin-ulusalcı cenahı ise Rusya-Çin gibi güçlerin desteklediğini iddia ediyorlar. Bu iddiayı ortaya atanlar ya Türkiye’yi ve Türkiye’nin derin kodlarını bilmiyorlar veya yanıltıcı bilgi veriyorlar. Rusya ve Çin giderek güçlenmekte ise de, Türkiye’de operasyonel imkânları sınırlıdır. Hele kurumlar üzerinden operasyon yürütebilecek imkânları hiç yoktur. Provakatif operasyonlar yapmak kolaydır, biraz para bir miktar adamla yapılabilir. Ama bir ülkede kurumsal dengelerle oynayabilecek kadar etkin olmak uzun yıllar gerektirir.

Türkiye üzerinde kurumsal, derin, operasyonel potansiyele sahip birkaç ülke vardır. Onlarda ABD, İsrail, biraz da İngiltere’dir.


YUSUF GEZGİN/AKTİFHABER

02.Haziran.2008 15:58:08

1 Haziran 2008 Pazar

Musibete Şükür: BELÂ İÇRE İKRAM



An gelecek sahip olduğun mallar elinden alınacak; an gelecek ailenden gözün gibi sevdiğin kişilerin başına türlü musibetler gelecek... Ama sen üzerine çullanan bu türlü belâ ve mihnetlere karşı asla üzülme. Bilâkis bu şekilde bir imtihana tâbî tutulduğun an:
“Muhakkak ki biz Al-lah’tanız ve muhakkak ki dönüşümüz ancak O’nadır.” (Bakara, 156) âyet-i kerîmesini oku.

Allah Teâlâ seni tahammül edilmesi zor bir belâyla imtihan ettiğinde hemen Hazret-i Ömer’in şu hikmetâmiz sözünü hatırla:
“Başıma bir musibet geldiğinde, o musibetle birlikte Allâh’ın bana olan üç ikramını görürüm:

Birincisi: Şükür ki bu musibet dinimle alâkalı bir musibet değildir.

İkincisi: O an uğramış olduğum musibetten çok daha büyüğü de başıma gelebilirdi. Ancak şükürler olsun ki Allah bana bu musibeti vermekle, daha büyük musibetleri benden savmıştır.

Üçüncüsü ise: Allah Teâlâ bu musibeti işlemiş olduğum günahlar için bir kefaret kılmıştır.”

Şunu iyi bil ki, mü’minin bu dünyada türlü musibetlere dûçar olması kaçınılmazdır. Çünkü kul için dünya üzerinde takdir edilmiş günahlar ve emre itaatsizlik hâlleri vardır. Allah Teâlâ ise, mü’min kulunun O’nun huzuruna bu günah ve isyan kirlerinden arınmış bir hâlde gelmesini ister ve onu bütün bu kirlerden temizlemeyi sever. Bu sebepten ömrün büyük bir kısmında mü’minin belâya giriftar olması kaçınılmazdır. Nitekim Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz de bu hususta şöyle buyurmaktadır:

“Mü’minin misali tarlaya ekilmiş ekin gibidir. Rüzgâr, onu bazen eğip yatırır bazen de kaldırır ve bu durum ekin sararıp olgunlaşıncaya kadar böylece devam edip gider.”(Buhârî, Merdâ, 1; Müslim, Münâfıkîn, 159)

Müminler arası muhabbet..

Mü’minler arası Muhabbet

Mü’minlere, selâmı yaymak, yemek yedirmek ve onların ihtiyaçlarını görmek sûretiyle bağlılık göster. Muhakkak ki mü’minler topluluk itibarıyla aynen insan vücudu gibi tek bir vücuttur. Nasıl ki vücudun bir uzvu rahatsızlandığında diğer uzuvlar da eza duyar, aynı şekilde mü’min de diğer bir mü’min kardeşinin uğradığı musibetten sanki kendi başına gelmiş gibi etkilenir ve onun derdiyle dertlenir. Bir mü’minin diğer mü’minlere karşı durumu eğer böyle değilse, aralarında îman kardeşliği tahakkuk etmemiş demektir. Allah Teâlâ mü’minleri insan bedeninin uzuvları gibi birbirine kardeş kılmıştır.

Nitekim Allâh’ın Nebîsi -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in şöyle buyurdukları rivayet edilmiştir:
“Mü’minlerin birbirlerine karşı olan muhabbet, şefkat ve merhametlerinin misali bir bedenin misali gibidir ki, o bedenin uzuvlarından birisi rahatsızlandığında onun elemiyle diğer uzuvlar da ateşlenir ve uykusuz kalır.” (Buhârî, Edeb, 27)
Bil ki mü’min, kardeşiyle birlikte bir bütünlük ifade eder.

«el-Mü’min» aynı zamanda Allah Teâlâ’nın isimlerindendir ve O, kendi yarattığı kulunu bu şekilde kendisine nispet etmiştir. Mü’min, mü’minin kardeşidir; onu başkasının eline bırakmaz ve zor zamanda terk etmez. Allah Teâlâ «el-Mü’min» olduğu için kendisine îman eden kişiyi her fiilinde, sözünde ve hâlinde tasdik eder. İşte bu ismettir/korunmuşluktur. Ancak Allah Teâlâ’nın bu tasdiki kulun sâdık bir mü’min oluşu sebebiyledir. Yoksa O’nun, sâdık olmayan yalancıyı tasdik etmesi ve yalana ortak olması muhaldir. Çünkü yalancıyı tasdik, yalandan farksızdır. «el-Mü’min» olan Allah Teâlâ’ya îmanı sâbit olan kişi ise şüphesiz ki bütün hâl ve harekâtında Allah’la beraber olan sâdıklardandır. Çünkü o, Allâh’a karşı mü’mindir (îman edendir), Allah Teâlâ da ona karşı Mü’min’dir (eman ve selâmet verendir, rahmet edendir).

«el-Mü’min» olan Allah Teâlâ’ya îman hususunda sana gösterdiğim ve tavsiye ettiğim bu şeylere karşı gözünü iyi aç. Ben bu nimete nâil olmanın yolunu gösteriyorum. Allâh’a sarıl, çünkü: “Kim Allâh’a sımsıkı tutunursa mutlaka sırât-ı müstakîme ulaştırılır.” (Âl-i İmran, 101) Allah Teâlâ sırât-ı müstakîm üzeredir ve kullarına gösterdiği yol da ancak budur.

..::Muhyiddin-i Arabi (k.s.) hz.lerinden hayati vasiyet::..

Allâh’ın haklarından, yerine getirmen en gerekli olan şey, şirk-i hafî (gizli şirk) ile Allâh’a şirk/ortak koşmamandır. Gizli şirk, mevcut sebeplere itimat etmek, kalben onlara yönelmek ve onlarla mutmain olmaktır; yani kalbin ancak sebeplere güvenmekle huzur ve sükûn bulmasıdır. Bu ise şüphesiz, dinî âfetlerin en büyüğüdür. Buna işareten âyet-i kerîmede şöyle buyurulmuştur:
“Onlardan bir çoğu Allâh’a şirk koşmaksızın îman etmezler.” (Yûsuf, 106)


Yani -Allâhu a‘lem- burada bahsedilen şirk, Allah Teâlâ’nın varlığına îmanla birlikte bulunan gizli şirktir. Gizli şirkte, Allah Teâlâ’nın ulûhiyetinin tevhîdine ters düşülmez; ancak fiilleri (hadiseler üzerindeki ilâhî tasarrufu) itibarıyla tevhidine ters düşülür.
Şirk-i celî (açık şirk) ise O’nun varlığına îman etmemek değil, Allah Teâlâ’nın ulûhiyetinin tevhîdine (tek ilâh oluşuna) îman etmemektir.


Sahih bir hadîs-i şerifte vârid olduğuna göre Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:
“Bilir misiniz Allâh’ın, kulları üzerindeki hakkı nedir? Allâh’ın kulları üzerindeki hakkı, onların Allâh’a hiçbir şeyi ortak koşmamalarıdır…”


Bu hadiste «şey» kelimesi «hiçbir şey» mânâsını ifade etmek üzere nekire olarak gelmiştir. Yani buna hem açık hem de gizli şirk dâhil olmaktadır. Fahr-i Kâinat Efendimiz sözlerine şöyle devam etmiştir.
“…Kullar bunu yaptıkları takdirde onların Allah üzerindeki hakkı nedir, bunu bilir misiniz? Allah Teâlâ’nın onlara azap etmemesidir.” (Buhârî, Libâs, 101; Müslim, Îman, 48)


«Allâh’ın onlara azap etmemesidir.» müjdesine nâiliyet için gayret et. Şüphesiz kullar, Allâh’a hiçbir şeyi ortak koşmadıkları zaman hatırlarına Allah’tan başka hiçbir şeyi getirmezler. Böylelerinin yönelişi ancak Allâh’adır.


Ancak kullar, Islâm’a ters düşecek şekilde (açık şirk ile) Allâh’a şirk koştuklarında veya bilinen sebeplere itimat etmekle gizli şirke düştüklerinde Allah Teâlâ, kulların bizzat bu itimadını kullanarak onlara azap eder.

Çünkü bu sebepler yok olmaya mahkûmdur. Sebeplere itimat eden kullar ise bu sebeplerin varlığında her an bunların yok olacağı düşüncesiyle azap çekerler, yokluğunda ise yok oluşu sebebiyle. Yani -gerek sebeplerin varlığında gerekse yokluğunda- her hâlükârda azaba dûçâr olurlar.

Ancak hiçbir sebebi Allâh’a şirk koşmayanların içi rahattır; sebeplerin varlığı, yokluğu onları meşgul etmez. Onlar, her işi hesap edilemeyen bir taraftan görüp yoluna koyma kudretine sahip olan Allâh’a dayanırlar. Nitekim âyet-i kerîmede şöyle buyurulmuştur:
“Kim Allah’tan korkar, sakınırsa, Allah da ona bir çıkış yolu ihsan eder ve hiç hesap etmediği bir taraftan rızıklandırır.” (Talâk, 2-3)

Bu âyette ifade edilen hakikati şu şekilde nazma dökenler de vardır:

Bir kul ki Hak’tan korkup, takvâ üzre buluna
Mevlâ elbet o kulu eriştirir çıkışa
Rezzak ummadık yerden rızık verir kuluna,
Mümkün mü artık o kul, dara düşüp sıkışa?!.