Muhabir sokakta yürüyen orta yaşlı kadına bir soru sorar. Soru önemli değil. Hanım efendinin verdiği cevap da önemli değil, ki zaten kayda değer bir cevap verememişti. Fakat konuşmasının sonunda kendinden emin bir halde söylediği kısa cümleye takıldım ben. Eğitim şart!
Bu meşhur cümleyi, konuşurken ne diyeceğini tam olarak bilemeyen ve ülkemizdeki eğitim eksikliğini kafasına yerleştirmiş herkes, hemen hemen her durum için kullanabileceğini düşünüp yerli yersiz kullanıyor artık. Biz de abartalım;
-Efendim ne içersiniz?
-Eeee, eğitim şart.
-Af buyur :( Pardon kaç şekerli olsun?
Neyse bu espiri tabii, ama bu cümleyi kullananların bir kısmı bundan daha beter durumlara düşüyor bence. Bu insanların bir kısmının, bu cümleyi kullanarak bazı durumlarda, halisane duygularla dininin gereklerini Allah (c.c.) rızası için yaşama gayretindeki insanların eğitimsiz olduklarını ima ediyor olmaları da ayrıca vahim ve trajikomik bir tablo olarak karşımıza çıkıyor.
Ülkemizde yapılan bir araştırma sonucunda bahsetmek istiyorum. Maalesef aile içi şiddet ve boşanmalar artmakta.
Fakat burada sakın eğitim şart demeyin, çünkü her iki vahim olayın artış gösterdiği insan grubu, bazılarının yere göğe sığdıramadığı eğitim görmüş olanlardan oluşuyor, ne hikmetse!
Sahiden bunun hikmeti ne ola ki? İnsan hem eğitim görmüş olacak, hem de hanımını dövecek, olmadı boşayacak. Eğitimli hanımlardaki tutuma bakalım "ben de kazanıyorum sana mı muhtacım, elimi sallasam ellisi, herkes yoluna, seninle uğraşamam!" Vay bu ülkenin eğitimlilerine vaaaay. Allah (c.c.) hepimizi ve evlatlarımız böyle olmaktan korusun.
Peki ülkemizdeki onca yolsuzluğu yapanlar kimler, eğitimsiz dindarlar mı? Eğitimsiz! dindar bürokratların organik bir yapıya bürünüp, bunca yolsuzluğu yapmaları fikri de, bu ülkede şimdilik neredeyse imkansız. Hepimiz biliyoruz dindar bir bürokratın terfisinin zor olduğunu ya da -garanti olmasa da- terfi ettiğinde yolsuzluktan kaçınacağını.
Tabii ki her eğitimli bürokrat, aile reisi ya da çalışan hanım yukarıda bahsettiğimiz, kendilerinden beklenmeyen davranışlarda bulunmuyorlar. Onları tenzih ederiz. Sonra onlardan biri bizi mahkemeye vermesin :) Bizim gelmek istediğimiz eğitimin bir başka boyutu. Biraz sabır az sonra ondan bahsedeceğim.
Peki üniversitelerde taşlı-sopalı kavgalara karışan, bir çok rakibini geride bırakmış üniversite öğrencisi gençlerin eğitimsiz ya da embesil (orta derece zeka geriliği) olduklarını mı kabul edelim.
Peki bu gençler yıllarca okullarda öğretmenlerinin gözetiminde değiller miydi. Onların öğretmenliği kim yaptı. Bu eğitim sisteminden çıkan öğretmenler yapmadı mı. Eğitimsiz -haşa- yobaz hocalar mı yetiştirdi bu gençleri. İşte mevzu karışmaya başladı sanırım.
Şimdi sormak istiyorum, bizim eğitim sistemimiz mi öğretmen yetiştirmede yetersiz kalıyor, yoksa öğrencileri yetiştirmede öğretmenlerimiz mi yetersiz kalıyorlar?
İkisine de takılmadan geçelim ve mevzuya daha yukarıdan bakalım. Çocuklara aile terbiyesi vermede aileler eksik kalıyor ve sistem de çocuklara güzel ahlaklı olma eğitimini vermekten çok uzaklarda. Her ikiside durumu daha kötü ve içinden çıkılmaz bir hale getirmede birbirlerine yardım ediyorlar.
Bireyleri, ülkemizi muasır medeniyet üzerine çıkarmak için eğitmek devletin görevi değil midir? Şahsen bu tertibi alması gerekenlerde bu gayreti göremiyorum ve şu işe bakın ki onlar da bu ülkenin eğitimlileri!
Sonra güneydoğuda kızların okuması için harekete geçen kardelenler grubu var. Onlar da bu ülkenin eğitimlileri lakin onlar da tam bir çelişki yaşıyorlar. Farkında değiliz sanıyorlar sanırım, yaptıkları şey şu; küçük kızlar okusun büyüyünce üniversiteye -baş örtüsü takmaya devam ediyorsa- gitmesin! Bu kampanyayı yürütenler de eğitimliler!
Ülkenin eğitimlilerinin marifetleri saymakla bitmez sanırım, fakat yazı çok uzadı sona gelelim.
Biz insanların kalbine, Allah (c.c.) sevgisini ve korkusunu eşit bir şekilde koyamayan eğitim sistemlerinin, sadece ülkemiz açısından değil dünyaya da asla huzur getiremeyeceğine inanıyoruz. Düşünürseniz bunun dünya çapında örnekleri çoktur. Tabii bununla beraber biz bu ülkede rejim değişsin de demiyoruz yanlış anlaşılmasın. Mevcut yönetim şeklinde insanlara daha hoşgörülü yaklaşımlarla, daha özgürlükçü bir üslupla, bu eğitimin verilebileceğine inanmakla beraber uygulamada bunun sağlanmasının da çok uzaklarda olduğunu düşünüyoruz.
Eğer bir ülke, eğitimli insanlarına dürüstlüğü, çalışkanlığı, hoşgörüyü, adalet duygusunu, kanunlara ve bireylerin hak ve özgürlüklerine saygıyı ve şu an aklımıza gelmemiş olan, bizim genel olarak "edeb" olarak nitelediğimiz güzel ahlakı veremiyorsa, kendisinden beklenen maddi ve manevi sıçramayı yapamayacaktır.
Mevlana Hz.leri eğitimi eksik kalanlar için ne güzel söylemiş;
"Nice insanlar gördüm, üzerinde elbise yok.
Nice elbiseler gördüm, içinde insan yok."
Bizce de eğitim şart, fakat bu içerikle eksik kalıyor, ya sizce?
Okuma sabrı gösterdiğiniz için Allah razı olsun.
Her şeyin en doğrusunu bilen şüphesiz Allah (c.c.)'tır.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder